Erdoğanın seçimde milletvekili beklentisini 315e düşürmesinin nedeni, Ak Partinin oylarındaki düşüş değil, YSKnın büyükşehirlere düşen vekil sayısını arttırması. Metropollerdeki artış CHPye yarıyor
Başbakan Tayyip Erdoğanın geçen hafta Londradan dönerken uçakta beraberindeki gazetecilere Hazirandaki genel seçimlerdeki milletvekili beklentisini 315 olabilir diye aktarması, siyasette bomba etkisi yarattı.
Bu zamana kadar hükümetten Hedefimiz yüzde 50 lafını duymaya alışmış medya için, 315 ciddi bir düşüş demekti. Gerçi Erdoğan aslında Milletvekili sayısı 315 de olabilir, 335 de demişti ama her durumda söz ettiği rakam, önümüzdeki dönem yapılacak yeni anayasayı Meclisten geçirmek için hükümetin ihtiyacı olan 367nin altındaydı.
İster istemez yorumcular, 2007de oyların yüzde 47siyle 340 milletvekili çıkaran iktidar partisinin bu kez 315 vekil hedefliyor olmasının, Başbakanın ağzından partisinin oylarında bir düşüşün itirafı olarak yorumladı. Demek ki partinin oy seviyesi yüzde 40larda, dendi…
AKP anketi düşmedi
Oysa Erdoğanın 315-335 arası milletvekili beklentisinin arkasında bambaşka bir neden var. Hükümet kaynakları, ellerindeki anketlerde, 2007de bu yana oylarda anlamlı bir düşüş olmadığını söylüyor. Hatta Başbakanın masasında duran 106 bin denek üzerinde yapılan son araştırmada, Ak Parti oyları (kararsızlar dağıtıldıktan sonra) %49, CHP %24, MHP ise %12 gözüküyor.
Ancak bu rakamlar bile Haziran sonrası oluşacak 4 partili bir Mecliste (AKP, CHP, MHP, BDP) iktidar partisine eskiden sahip olduğu milletvekili avantajını vermiyor. Çünkü Yüksek Seçim Kurulu, geçen ay nüfus oranlarına göre başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere büyükşehirlere düşen vekil sayısını yeniden ayarladı. Metropollere düşen milletvekili sayısındaki artış Ak Partinin aleyhine işleyen bir durum. CHP ise büyükşehirlerde kırsaldan daha yüksek oranda oy aldığı için artan milletvekili kontenjanlarından faydalanabilir durumda.
Nasıl mı? Örneğin yeni YSK kararlarına göre İstanbula düşen milletvekili sayısı 15 artarak 85 oldu. Ak Parti, oyların yarısını bile alsa bu yeni 15 vekilin 8-9unu çıkarabilir. Kalan 6-7 vekil CHP ve MHPye gidecektir. Diğer büyükşehirlereğ de durum aynı. Milletvekili sayısı yükselten iller, CHP ya da BDPnin nispeten avantajlı olduğu yerler. (Ankaranın milletvekili sayısı 3, İstanbulun 15, İzmir, Bursa, Gaziantep ve Kocaelinin 2şer arttı. Sakarya, Antalya, Tekirdağ, Diyarbakır, Şanlıurfa, Van, Şırnak ve Kayseri birer arttı.)
CHP şehirde avantajlı
Diğer taraftan düşen nüfusa orantılı olarak milletvekili sayısı azalan illerden bir bölümü de AK Partinin normalde tulum çıkardığı ya da avantajlı olduğu iller. Örneğin Konyadan 2 milletvekilinin azalması, Meclisteki AK parti grubundan en az bir vekilin azalması demek. (Afyonkarahisar, Konya, Tokat, Trabzon ve Yozgatın milletvekili sayıları 2şer, Ağrı, Aydın, Bitlis, Çankırı, Çorum, Edirne, Erzincan, Erzurum, Giresun, Isparta, Mersin, Kastamonu, Kırşehir, Kütahya, Malatya, Ordu, Sinop, Sivas, Aksaray, Bayburt, Karaman, Kırıkkale ve Karabükün ise birer azaldı.)
Kısacası Türkiyenin değişen demografik haritası, 2007de Ak Partinin kırsal kesimdeki avantajının 2011 seçimlerinde metropollerde CHPye yaramasına neden oluyor.
Ak Parti, 2007deki oylarını muhafaza edip %47 alsa bile, 4 yıl önceki gibi 340 değil ancak 315 milletvekili çıkarabiliyor. (MHPnin barajı geçmesi durumunda.)
Tabii bütün bunlar, önümüzdeki süreçte farklı seçim stratejileri ve aday listeleriyle nispeten dengelenebilir.
Duyduğum kadarıyla iktidar partisi, YSK kararlarıyla oluşan bu demografik freni, İzmir, Ankara ve İstanbula yönelik yeni stratejiler ve aday listeleriyle aşmaya çalışacak. Örneğin kilit bakanların hiç ummadığımız sürpriz illerden aday gösterilmesi söz konusu. (Binali Yıldırımın