‘Artık talep etmiyoruz, yapıyoruz!’
BDP’li Emine Ayna Demokratik özerklik’in anlamını açıkladı: ‘Ben artık senden talep etmiyorum. ben yapıyorum. Sana düşen beni tanımaktır’
İhsan DÖRTKARDEŞ/ İSTANBUL (DHA)
‘Artık talep etmiyoruz, yapıyoruz!’
Diyarbakırda bağımsız milletvekili seçildikten sonra BDPye geçen Emine Ayna, ilan ettikleri Demokratik Özerklikin tartışılma ihmimali olmadığını, Kürtlerin “Artık senden talep etmiyorum. Ben yapıyorum. Sana düşen; beni tanımaktır” dediğini; ancak bunun Ankara ile ipleri koparma anlamı taşımadığını savundu.
Uydu aracılığı ile PKK çizgisinde yayın yapan Roj TVnin dün akşam stüdyo konuğu olan Emine Ayna, Demokratik Özerklik ilanı ve TBMMyi boykot kararlarını değerlendirdi. Emine Ayna Talep edilme ile ilan arasında büyük fark bulunduğunu anlatırken, “Talep ettiğiniz zaman; bu tartışılabilir bir şeydir. İlan ettiğinizde ise, bu artık tartışılma ihtimalinin olmaması anlamına gelir. Tartışma ihtimali olsa oturulur tartışılır” dedi.
Hazırlıkları süren ve 2012ye kadar tamamlanacağını savunduğu yeni anayasa taslağında Kürtlerin siyasi statüye sahip olamayacağının açıkça belli olduğunu, ana dil başta olmak üzere haklarının tanınmayacağını iddia eden Emine Ayna, BDPnin geçen hafta Diyarbakırda ilan ettiği Demokratik Özerklik ile ilgili şöyle dedi:
‘İZİN BEKLEMİYORUZ’
“Bunun anlamı; Ben senden artık talep etmiyorum. Ben yapıyorum, sana düşen beni tanımaktır. Şunun anlaşılması gerekiyor. Kürtler birey değil, bir halktır. Doğal olarak kolektif özellikleri vardır. Kürtlük; o topluluğun ortak tanımıdır. O tanıma sahip olanların özellikleri vardır. Bunlardan biri dildir, diğeri yaşadığı topraklardır. Yaşadığı topraklardaki kaynaklar hakkında söz söyleme sahibi olmalıdır. Bunun görülmesi gerekiyor. Bunun yöntemi tarzı ortak belirlenebilir. Sonuçta bu kolektif haklara diğer kolektif haklar nasıl sahipse Kürtler de sahiptir. Bugüne kadar kullanmalarına izin verilmemiştir. Şimdi de Kürtler diyor ki; Ben senin iznini beklemeyeceğim. İznini de istemiyorum, bu benim hakkımdır, kullanıyorum. Yapılan budur. Demokratik özerklik ilanı ile bu benim hakkımdır. Ben hakkımı kullanıyorum diyor.”
‘SİYASAL STATÜ DEĞİL, SİYASAL TANIM’
Emine Ayna ilan ettikleri Demokratik Özerklik tanımı içerisinde siyasal statünün bulunmadığını, siyasal bir tanımdan söz ettiklerini belirtirken, şöyle devam etti:
“Kültürel haklar vs. bunlar tartışılabilir belki. Siyasal talep; siyasal bir statüdür. Ben o yüzden Çıta dememek lazım diyorum. Bağımsızlığınızı ilan edersiniz de çıta oradadır. O gelir federasyonu, özerkliği tartışırsınız. Bunun gerisinde bir siyasi statü yok. Yapılan şey, kabul edilebilir, eşit değil; eşite en yakın; Türkiye sınırları içerisinde özgür ve gönüllü birlikteliğin temelidir. Eşit, özgür, gönüllü birliktelik. Bu müzakere masasına da gelebilir, konuşulabilir, konuşulmalıdır da. Bu noktadan sonra konuşulabilecek şey, demokratik özerklik nasıl işleyecek.”
Emine Ayna, DTPye geçen milletvekillerinin TBMMyi boykotu ve Demokratik Özerklik ilanının birleşmesi üzerine kafa karışıklıklarının derinleştiğini, Acaba Ankara bitti mi? denildiğini anlatırken şöyle konuştu:
“DEMOKRATİK ÖZERKLİK KOPUŞ DEĞİL”
“Demokratik Özerklik projesini ilk tartışmaya başladığımızda 2007de bunu dosya haline getirip, yazıya döktük, tüm aydınlarla belli olgunluşma dönemine getirdik, ardından DTP tüzüğüne taşıdık. Demokratik Özerklik alt başlıkları ile örnek model olarak yer verdik. Ankaradan bağımsız düşünüyor olsaydık, bunu Ankarada tartışmazdık. Demokratik özerklik bir kopuş, ipleri koparma, yol ayrımı değil. Eşite en yakın özgür ve gönüllü birlikteliktir. Yaptığımız budur. Hem demokratik