Kitlesel Eylem Ekseninde 68 Ruhu ve Gezi İnisiyatifi

Özge Metin yazdı

Aramızdan ayrılışlarının 50’nci yılında devrimci hareketin liderlerini andığımız bu günlerde, gezi olaylarının intikamı olarak iktidarın direnç kırmak adına sembolleştirdiği isim Osman Kavala’ya verilen ceza 50 yıl sonranın izdüşümü niteliğindedir.

Kuşkusuz ki gezi protestolarının en önemli kazanımı öncelikle iktidar karşısındaki korku duvarının aşılması oldu. Gezi, bir şeylerin değişeceğine dair geri gelen umut, tepkisizliğin sonu, ezberlerin bozulması idi.

Tıpkı hümanist, antiotoriter, özgürlükçü, mücadeleci 68 kuşağında olduğu gibi; bir ağaç ile başlayan, otoritenin özgürlükleri, yaşamı sınırlayan siyasi müdahalelerine karşı belli bir birikimin ürünü olarak ortaya çıkan gezi ruhu, siyasi görüşlerden ayrı olarak farklı pratikler süzgecinden geçse de kolektif  ve sosyal paradigmalar ekseninde 68’deki mirası, farklı enstrümanlarla yeniden gündeme getirdi.

Burada değişen, tüm bu demokratik tepki hareketlerinin zamansal ve mekansalperspektifle  yeniden dillendirilmesiydi.

Değişmeyen ise; aradan geçen 50 yılda baskı politikalarının çeşitli revizyonlardan geçerek daha da kurumsallaşması; ulusal çıkarlar ve kamu yararına aykırı politikaların, milat niteliği taşıyan darbe ürünü yasalarla derinleşmesi; seküler yaşama karşı otoriter yönetim, demokrasiye karşı ise tek adam rejimi; neoliberal kapitalist sisteme entegrenin de iktidar aracılığı ile gerçekleşmesidir.

Görünen o ki  OsmanKavala’ya tarafsız bir sivil toplum aktivisti olarak haklı mücadelesinde verilen ceza,  siyasal  otorite karanlığının yarım asır sonraki reprodüksiyonudur. İnsan haklarına karşı gerçekleştirilen bu kısır döngünün kırılması dileğiyle.