Kahire ziyareti, PKKnın sivillere saldırısı ve zirve!
Yüzümüz hiç gülmeyecek mi acaba, 2 gün rahat nefes alamayacak mıyız, hep yüreklerimizin üstüne bir taş oturmuş duygusuyla mı yaşayacağız, hep şehitlerimize mi ağlayacağız? Bu sorular kafamın içinde dönüp dururken ben de rüyada gibi günlük yaşamı sürdürmeye çalışanlardanım, huzur duymuyorum. Çok yakınım gençler var Güneydoğuda askerliğini yapan, ailelerinin yaşadığı huzursuzluğu ben de onlarla birlikte hissediyor, merak içinde bekliyorum. Ayrıca yakınımız olmasa da orada vatani görevini yapan gençler hepimizin çocuğu sayılır değil mi?
Kısa süre önce PKK bundan sonra sivillere saldıracak belli diye yazmıştım ki arkasından Şemdinlide iki düğüne yapılan saldırılar geldi. İki düğüne davetli gibi sızan teröristler bir askerle bir polisi şehit etti, 3 sivil hayatını kaybetti, 12 yaralı var. Şırnakta ise PKK yandaşları Öğretmenevine Molotof kokteylleri ve taşlarla saldırarak 50ye yakın öğretmene büyük korku yaşattılar. Anlaşılıyor ki bundan sonra Güneydoğuda görev yapan öğretmenlere de yoğun PKK baskısı yapılacak, onların aileleri de askerlerin ailelerinin endişelerinden farksız duygular içinde olacak.
BU ZİRVELER GEÇ DEĞİL Mİ?
Hakkarideki saldırının ardından yapılan Çankaya zirvesine Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve bazı bakanlar katılmış. Şehir terörünü görüşmüşler.. Peki bu konuyu görüşmekte geç kalmadılar mı acaba? Biz günler öncesinden dikkat, artık şehirlerde sivillere yönelik terör eylemi yapacaklar diye yazarken bunu anlayabiliyoruz da asıl erken anlaması gerekenler kendileri değil mi?
Gazze halkının, Suriye halkının korunması, İsraile tavır, Arap ülkelerine demokrasi gelmesi önemli tabii, biz de bölgenin büyük bir ülkesi olarak bunlara katkıda bulunmalıyız ama kendi güvenliğimiz, gencimiz, çocuğumuz büyük tehdit altındayken önceliği onlara vermek, tüm gündemimiz ve medyamızla, siyasetçilerimizle önce onlara yönlenmek doğru mudur?
ÖNCE KENDİ HALKIMIZ!
Bugüne kadar binlerce insanımızı PKK katliamlarında kaybederken bize bu kadar öncelik veren, hatta herhangi bir destek veren ülke oldu mu? Öylece seyrettiler yıllarca Türkiyenin kan ağlamasını.. Bu nedenle; doğrudur-yanlıştır bilemem, siz ne hissediyorsunuz bilemem ama ben ülkemin tüm gündeminin dış politikaya, özellikle de Arap ülkelerine kilitlenmesinden hiç de memnun değilim.
Kendi vatandaşlarımızın bu canice saldırılardan korunması için her ne önlem alınacaksa önce onun toplantıları yapılsaydı belki son saldırılarda ölen asker, polis ve siviller bugün yaşıyor olabilirdi. Öğretmenevleri korunabilirdi. Bugünden sonrası için de geçerli, her an yeni bir saldırı olabilir ve diğer ülke halkları için konuştuğumuz kadar PKK terörü için konuşulmuyor bile..
Zirveleri terör saldırılarını beklemeden, dış ziyaretleri ise bu büyük tehlikeye ciddi şekilde önlem düşündükten sonra yapsınlar. PKK, eylemlerinde teröristleri canlı bomba gibi halkın arasına da sürdüğüne göre Araplardan önce kendi toplumumuzu düşünmek için geç bile kalındı!
*****
Bu barbarlığa susulamaz!
İstanbul Barosu Başkanı Doçent Dr. Ümit Kocasakal ile ensest yani aile içi çocuk tecavüzü konusuna çözüm aranarak mağdur çocukların kurtarılmasının barolar tarafından gündeme getirilmesi ile ilgili konuşurken inanılmaz, dehşet verici bir durumu öğrendim ondan. 21inci yüzyılda, hem de medeni, çağdaş bir hukuk devleti olduğunu iddia eden Türkiyede asla olmaması gereken…
Gerçekten medeni, çağdaş olan, bunu yasalarıyla, uygulamalarıyla da ortaya koymuş, bu nedenle sorunlarını çözmüş ülkelerin, evrensel sivil toplum kuruluşlarının duysalar dudaklarını uçuklatacak bir durum bu! Ben inanamadım ama bizlerin bile bilmiyor olmasının nedeni de ensest olaylarının hep gizlenmesi, hükümetlerin ve hatta medyanın bu konuya karşı duyarsızlığıdır…
BÜTÜN AVRUPADA SUÇ!
Ümit Kocasakal Biliyor musunuz, asıl sorun ensest