Trafikten bir ricamız var
Orhan Veli,
Ne atom bombası
Ne Londra konferansı,
Bir elinde cımbız,
Bir elinde ayna,
Umurunda mı dünya? der.
Bugünkü bizim yazı, Orhan Velinin Cımbızlı Şiirine benzeyecek.
Bir tarafta Arap Baharı diğer yanda Şemdinli baskını, bizim yazdığımıza bakın…
Her ne kadar, bazıları için Arap denince akıllarına Ne Şamın şekeri diye başlayan deyim gelirse de, Şemdinli bizi alıp 30 yıl öncesine götürse de…
Otuz yıl önce ne mi olmuştu?
PKK yine basmış, devrin Başbakanı Turgut Özal üç beş çapulcu… deyip tatile gitmişti.
Rahmetli yaşasaydı üç beş çapulcuyu görseydi.
* * *
Neyse, konumuz çok başka…
Türkiyede trafikten sorumlu kim varsa, hepsinden bir ricamız var.
Ne olur bizleri ya da bizim gibi olanları birtakım magandalarla muhatap etmeyin…
O heriflerin yüzümüze baka baka, yılışık yılışık gülmelerine yuhhhh aptala bak! diye dalga geçmelerine izin vermeyin.
* * *
Bakın biz yetmişlik bir vatandaşız, en azından kırk yıldır sürücü ehliyetimiz var.
Vergimizi, gününü aksatmadan öderiz, makbuzlar bizde saklı…
Sanırız trafik sicilimiz de temizdir, belki park yasağını ihlalden birkaç ceza vardır.
O cezalar da hemen ödenmiştir.
Ne kâhyalarla ne değnekçilerle ne de yeni deyimiyle valelerle muhatap olmayız.
* * *
Bir komiser muavininin verdiği ders hâlâ aklımızdadır; emniyet kemeri uygulaması yeni çıkmıştı, daha alışamamıştık, takmayı unutuyorduk. Bursadan dönüşte Yalovaya girerken denetime takıldık…
Meğer kemer takmayı unutmuşuz, komiser muavini öyle bir laf etti ki:
Bu kemeri benim için değil, canınız için takın!
O gün bugündür, kemersiz araba kullanmayız.
* * *
Lafın kısası, trafikçilerle aramız iyidir, her ne kadar bazıları çek lan, yürü lan, sollama lan! deseler de hiç üzerimize almayız.
Ne bir trafik polisini şikâyet etmiş, ne de onlara işlerini öğretip, trafiği şuradan değil, buradan verin, lambayı söndürün demişizdir. Hele hele bizi kızdıran aracın plakasını yazan, kendini fahri müfettiş sananlardan hiç değiliz.
* * *
Ricamız şu…
Otoyolların en sağ şeridi, emniyet şerididir, o şeridi açık tutmak gerek…
Gel gör ki dinleyen var mı?
Siz saatlerce bekliyorsunuz, o maganda basıp gidiyor, peşine de birkaç arabayı takarak…
Ve size ve sizlere öyle bir bakıyor ki:
Vay enayi vay!
İşte bu ağrımıza gidiyor, hele trafik polislerinin araçları da onları seyrediyorsa…
Kim? Ne zaman? Nerede? diye sorabilirsiniz.
Huyumuz değil ama, geçtiğimiz cumartesi günü Çamlıca gişelerinden sonrasını seyretseydiniz.
Adamlar bizim aptallığımızı, ne güzel de yüzümüze vurdular.
Ricamız bu, bunun önlenmesi, önlenebilirse…
Çok şey mi rica ettik acaba?