Yeni Orta Doğu
Başbakan Erdoğanın Mısırda gördüğü olağanüstü ilgi nasıl bir geleceğin işaretini veriyor?
Guardian gazetesine yazan Michigan Üniversitesi profesörü Muhammed Eyubun kehaneti şu:
Türkiyenin bölgesel bir güç olarak ortaya çıkmasıyla Orta Doğu artık eskisi gibi olmayacak.
Peki neler yaşayacağız yakın ve orta vadede?
Türkiyenin Arap dünyasındaki konumunu güçlendirmesi, özellikle Filistin konusunda daha aktif bir rol benimsemeleri için Arap ülkeleri yönetimleri üstünde baskı yaratacaktır.
Ve İsrail, Doğu Akdeniz hâkimiyetinde rakipsiz olmadığını her gün daha iyi anlayacaktır.
Türkiyenin merkez oluşturacağı dayanışmanın amaçları hangi önceliklere tabi olacak? Asıl soru bu.
Başbakan Erdoğanın ziyaret için seçtiği ülkeler, sorunun cevabını veriyor.
Arap baharının rejimlerini değiştirdiği ülkelerin modele ihtiyacı var. Türkiye yıllarca laik demokratik rejimin Müslüman bir toplumu mutlu edebildiğine örnek gösterildi.
Bu özelliği ile Arap ülkelerin ilgisini çekmeyen Türkiyenin yıldızı, Tayyip Erdoğanın Davos ve Gazze çıkışları ardından hızla parlamaya başladı.
Şimdi yol ayrımındayız. Orta Doğuda oluşacak yeni denge, demokrasi ve adalet ekseninde mi, yoksa İsrail karşıtlığında mı gerçekleşecek?
Tabii ki Arap baharının yeni rejimlerini Türkiye ile İsrail karşıtlığı değil, adalet ve demokrasi idealleri birleştirmelidir.
Kahiredeki Arap Birliği Dışişleri Bakanları Konseyinin açılış oturumunda konuşan Başbakan Erdoğan doğru bir tercih yapmış, daha çok özgürlük, demokrasi ve insan haklarının ortak amaç olması gerektiğini belirtmiştir.
Çağa direnen diktatörleri uyarırken de şunları söylemiştir:
Halklarımızın meşru taleplerini mutlaka meşru yollarla karşılamaya mecburuz. Güç kullanarak bastırmaya çalışanlar bugün değilse yarın büyük yanılgı içinde olduklarını anlayacaklardır.
Ziyaretin zamanlaması talihsiz çağrışımlar yaratabilir.
Türkiye Başbakanı, İsraille geldikleri tehlikeli eşikte müttefikler aramaya çıkmış dememelidir kimse.
Onurumuzu zedeler, gururumuzu kırar böyle bir yargı.
Bölgede İsrailin adaletsizliklerine dur demenin çaresi askeri işbirliği değil, demokratik toplumların siyasi ve ekonomik güçlerini birleştirmesidir.
Yeni Orta Doğu, Türkiye farkını yaşamalı…
Evlere şenlik savaş
Irkçı katillerin son zamanlarda ne yapmak istediklerini anlamak gitgide zorlaşıyor.
Koparmak istedikleri vatan parçasında yaşayan ve Kürt dedikleri insanları bile acımadan öldürüyorlar. Kadın, bebek ayırmadan…
Bölgede alan hâkimiyetini ele geçirdikleri ve vurduktan sonra kaçabilecekleri güvenli bir bölge (Kuzey Irak) bulunduğu için terör örgütünün cüreti sürekli tırmanıyor.
Çarenin teröriste güvenli bölge bırakmamak olduğunu nihayet yöneticilerimiz fark ettiği için Kuzey Iraka yönelik bir kara harekâtı bekleniyor.
Ama o da ne?..
İçişleri Bakanı TVlerden katillere adeta Kaçın, saklanın, başınızın çaresine bakın uyarısı yapıyor.
Aynı gün devlet görevlileri ile PKK yöneticileri arasında süren müzakerelere ait bant kayıtları internete düşüyor.
Orada devlet adına konuşan yüksek bürokrat teröristbaşından sayın diye söz ediyor.
Her gün şehit cenazeleri kalkıyor.
İnsan merak ediyor; niye savaşıyor bu çocuklar, niçin ve hangi dava uğruna canlarını veriyor?
Bilmek hakkımız!