İran, Şah döneminde başlattığı nükleer programını ABD, AB ve İsrailin tüm engellemelerine rağmen kararlılıkla sürdürüyor.
Bir taraftan uranyum zenginleştirme santrifüjlerinin sayısını artırıyor, diğer taraftan Rusya tarafından yapılan ve henüz deneme çalışmaları devam eden Bussehr Nükleer Santralı ardından yenilerini planlıyor.
Kendi imkanları ile inşa etmekte olduğu CANDU tipi doğal uranyum santralı projesi için ağır su üretmeye devam ediyor.
Bu arada K.Koreden edindiği teknoloji ile ürettiği balistik füzelerin menzilini artırma çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor. Şimdiden menzili 5000 kmyi aşan balistik füzelere sahip.
Uzaya uydu gönderme konusunda da başarılı çalışmalar yapıyor.
Şah döneminde Almanya tarafından inşa edilmeye başlanan, yüzde seksen beşi tamamlanmış haldeyken, İran-Irak Savaşı sırasında Irak hava kuvvetleri tarafından imha edilen 1000MWlık Bussehr Nükleer Santralı Rusya tarafından yeniden inşa edilerek geçen ay elektrik üretmeye başladı.
İran, bu santralın yakıt çubuklarını üretmek bahanesiyle başlattığı uranyum zenginleştirme faaliyetlerine binlerce santrifüjle kesintisiz sürdürüyor.
Uranyum zenginleştirme teknolojisi çok az ülke tarafından başarılabilen bir teknoloji.
İranın bu teknolojiyi geliştirmede, yasal olmayan yollardan, Pakistanlı fizikçi Kadir Khan ve Kuzey Koreden destek aldığı biliniyor.
Uluslararası Atom Enerjisi Komisyonundan gizli olarak yürütülen bu proje, bir muhalif tarafından ifşa edilinceye ve yeri uydular tarafından belirleninceye kadar çok yol alındığı anlaşılıyor.
İran, bu tesislerde Bussehr Santralı için yakıt çubuğu üretmek amacıyla uranyum zenginleştirdiğini ve uluslarası yasalara göre buna hakkının olduğu iddia ederek kendini savunuyor.
Oysa, Uluslararası Atom Enerji Komisyonunun izin ve denetimi altında nükleer yakıt çubuğu üretmek için uranyum zenginleştirme programlarına zaten izin veriliyordu.
İranın bu işi gizli yapmaya çalışması haklı kaygılar yaratmıştır. </S