3 Temmuz 1992 yılında Mersin Üniversitesi kuruldu ve sosyal demokrat eğilimli Alman Dili edebiyatı öğretim üyesi VURAL ÜLKÜ rektör olarak atandı….
O zamanlar DYP-SHP koalisyonu vardı ve Demirel Mersin Üniversitesinin yönetimini İnönü’ye bırakmıştı.
Mersinin semboli Gökdelen’de başlayan eğitim süreci yavaş yavaş bugünkü yerine taşınmaya başladı
Onur Bilge Kulax Çukurova Üniversitesinden Mersine Fen Edebiyat fakülte dekanı olarak atandı…
Kemal Gürüz yönetimindeki YÖK,sosyal demokratların kabul etmelerin mümkün olmadığı, totaliter bir anlayışla yönetiliyordu..
Türkiyenin çeşitli üniversiteden demokrat akademisyenler Mersine gelmeye başladılar…Zafer Üskül, Türker Özsayar,Cevat Geray,Uluğ Nutku,Eyyüp Kemerlioğlu, Yusuf Zeren ve daha niceleri…
Mersin Üniversitesinin,YÖK’ün baskı düzenine karşı,özgür demokratik üniversiteyi hayata geçiren bir yönetimi ve Senatosu oluşmuştu.
İşte tam da bu nedenle Kemal Gürüz ,kendi baskıcı yönetimine başkaldıran “demokratik akademi ADACIĞINI “ ezip geçmek için yemini etti.
Mersin Üniversite senatosunun YÖK’ karşı yayınladığı bildiriden sonra hareket geçtiler.
Bu arada, dayanışma desteği hiç beklenmedik bir yerden geldi.
KKTC Yakın doğu üniversitesi sıcak dayanışma desteklerini göstermek için kendi gemileri ile Mersine gelerek,Senatonun YÖK’ü eleştiren bildirisine sahip çıktılar…
YÖK için bardak çoktan dolmuştu, Yakın Doğu Üniversitesi de destek verince düğmeye bastılar…
1998 yılında yapılan Rektörlük seçiminde en yüksek oyu Onur Kula aldı. Ancak YÖK Cumuhurbaşkanı Demirel’e Onun ismini vermedi ve Onur Hocanın yarısı kadar oy alan Uğur Oral’ı atadı…
YÖK’ün askeri konumunda olan Uğur Oral Kemal Gürüz’ün talimatları doğrultusunda Türkiye’in en saygın,en değerli bilim insanlarının sicillerini bozarak,Mersin’den uzaklaştırdı.
Onur Bilge Kula, 2000 yılından sonra Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dil Edebiyatı hocası olarak Akademik çalışmasın sürdürdü ve yaklaşık iki sene önce emekli oldu
İki yıl boyunca CHP’nin Bilim-kültür platformunun başkanlığını yaptı.
Kitapları sanat,edebiyat,tarih-kültür,Avrupa Türkiye ilişkileri gibi alanlarda var olan boşlukları doldurmuştur.
Etkileyici bir entelektüel kimliği, demokrat kişiliği ve saygın bilim insanı duruşu; sadece ulusal değil evrensel tema ve mesajları ile genel insanlığa mal olmuş bir aydından bahsediyoruz.
Son söz olarak ben diyeyim 50 kitabı,siz deyin” hayır daha fazla”
Sevgili hocam,yıllar önce haksızlığa uğramış,dışlanmış;
moral-manevi destek verecek kimsenin olmadığı Mersine, başkan Vahap Seçer tarafından konuşmacı olarak çağrılmanız , ASLINDA ahlaki,vicdani üstünlüğü içinde barındıran sessiz bir hesap sorma ritüeliydi…
TEBRİK ederim…
Mirza TURGUT 23/01/2023