Siyasetçi, sivil toplum ve meslek örgütleri yöneticilerinin tamamının zihin haritaları, soğuk savaşın düşünsel-fikri ortamı tarafından belirlendi. Komünistler, milliyetçiler, İslamcılar, liberaller, sosyal demokratlar, o tarihsel dönemin kavramları ve argümanlarını referans alarak kendilerini tanımladılar.
Soğuk savaş, insan uygarlığını tehdit eden nükleer savaş ortamı demek olduğu için, hemen tüm ideolojilere militarizm sosunu ekledi. ABDnin komünizme karşı başlattığı mücadele, ülkemizdeki siyasi akımların, taraf ve yandaşlık tasniflerini de belirledi.
Milliyetçilerin amaçları ile ABDnin amaçları komünizme karşı olmak bağlamında örtüşüyordu. Ve o şartlarda sadece solcular, ABDnin emperyalist politikalarına karşı samimi bir mücadele yürütüyordu. ABD, sola karşı olan merkez sağ, milliyetçiler ve İslamcılara elinden gelen desteği veriyordu. Siyasetler, düşünce akımları bu verili duruma göre, kendi kavramlarını, ezberlerini oluşturdular.
Değişmeyen tek şey değişimdi ve sonuçta, iki kutuplu dünyanın paradigmaları çöktü. Çöken paradigmalar, bilinen doğruları, ezberleri ve tabi alışılmış siyasetleri boşlukta bıraktı. Sadece Türk düşünce ve entelektüel ezberler değil, tüm dünyanın bildik doğruları iflas etti. Fakat Avrupa Birliği projesinin temeli daha önceleri atıldığı için, yeni dönem, AB projesinin önünü açtı, küresel bir güç olmasına ortam hazırladı.